ilk 97 yılında elimize geçmişti fallout o zaman ki hiç bir oyuna benzemiyordu. ilk başlarda biraz zorlasada sonradan ısındık. oyunu kavradıkça aşık olduk. çünkü fallout oyuncuya sınırsız bir ortam sağlıyor. yaptığınız her hareket size bir şekilde iyi veya kötü geri dönüyor. pek tabi yapımcı interplay firması ilk oyunun başarısının ardından ikincisini çıkarttı. o da en az ilki kadar başarıya ulaştı. tabi firma oyuncularda ki istek ve açlığa daha fazla dayanamayıp fallout tactics: brotherhood of steel'i çıkarttı ikinci oyundan iki yıl sonra. ama ne yalan söyleyeyim buna pek ısınamadım ben ama evren yine aynı derecede güzeldi. ve nihayetinde 2008 yılında fallout 3 girdi hayatımıza ve şimdiye kadar ki fallout anlayışımızı değiştirdi. ilk oyun o dönemin teknolojisi ile biraz 2 boyutlu gibiydi. f.3 ise bize yaşayan ve nefes alan bir evren sundu. gerek grafikleri gerekse senaryosu ile tam bir baş yapıt dedik. hoş gerçi biraz mantık hataları vardı kurgu da birazda saçmalıklar ama yine de sevdik bağrımıza bastık.
derken sene oldu 2010 interplay -ki fallout ile kazındı beynimize- demişler ki artık yeni bir oyun zamanı. obsidian entertainment ile yapılan anlaşma sonucu karşımıza fallout new vegas adlı bir oyun çıkıyor. hikaye biraz değişiyor ki değişiklik iyidir. bu sefer vegas'tayız. fallout evrenini bilen bilir. nükleer savaş sonrası savaştan kurtulmayı başaran az sayıda insan vault denilen sığınaklarda hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlardı. vegas ise nükleer bombalardan en az etkilenen yerleşim bölgesi yeni hikayemizde. yani o alışık olduğumuz kurak arazi ve yıkık dökük binalar daha az bu sefer. kısmen yeşilikler var etrafta ve çoğu bina sapasağlam duruyor. fakat bu kimseyi yanıltmasın ortam ne kadar değişsede savaş asla değişmiyor. yine bir çok farklı grup var ve hepside hayatta kalabilmek ve mutlak hakimiyet için birbirlerini boğazlamak için uğraşıyorlar. new california republic, caesar's legion ve new vegas'ın yerel halkı temel üç grubumuz. ama pek tabi brotherhood of steel veya enclave'yi de göreceğiz. ki onlarsız olmazdı asla. fallout: new vegas fallout 3'den üç yıl ve büyük nükleer savaştan 203 yıl sonrasını kapsıyor. oyuna bir kurye olarak vegas'a bir sipariş götürmek üzere yola çıkmanız ile başlıyor. haliyle böyle tehlikeli bir arazide saldırıya uğramanız kaçınılmaz olduğundan saldırıya uğruyorsunuz. yarı baygın ve ağır yaralı ölmeyi beklerken yerel bir doktor sizi buluyor ve sizi tekrar hayata döndürüyor. bu aşama çok hoşuma gitti açıkcası. doktor size bakarken isminizi soruyor ve siz çıkan ekrana karakterinizin ismini giriyorsunuz. daha sonradan sizi bir makineye bağlayıp bir kaç test yapıyor ki bu testlerde sizin oyun içindeki skill ve stattlarınızı belirliyor. bu kısmı atlattıktan sonra vegas'ın tehlikeli ve acımasız sokaklarına çıkıp yeni bir maceraya başlıyorsunuz. başta da dediğim gibi üç ana grup sizi yanına çekmeye çalışıyor. her birinin irili ufaklı onlarca görevi var. ve siz bunlardan herhangi birisi ile ilişki kurdukça o grup ile olan ilişkiniz artıyor. yani saygı ve güven ilişkisi diyelim biz buna. böylelikle o grubun bölgesinde daha rahat dolaşabiliyorsunuz. fakat bulunduğunuz gruba düşman grup ile de ilişki seviyeniz düşüyor ve size karşı daha agresif oluyorlar. ilk fallout'ta su bir yudum su için başımıza gelmeyen kalmıyordu, new vegas'ta ise elektrik bulunmaz hint kumaşı. oyunun en değerli varlığı üzerinde elektrik santrali bulunan bir baraj. ona sahip olmak tüm gücü ele geçirmek demek. ve takdir edersiniz ki bizde bu yarışın içinde yerimizi alıyoruz.
açıkcası şu ahir ömrümde oynamaktan asla bıkmadığım nadir oyunlardan birisidir fallout. bu yeni oyun ile beraber bu düşüncem daha da arttı.
yaptığı göndermeler (easter egg falan diyorlar galiba) ile güldüren oluşum. bir de günlük yaşamda gazoz kapaklarını çöpe atarken insanı bir garip hissettiriyor.
the kings diye bir topluluk var mesela, yıkılmış bir okul binasında bir elvis resmi bulmuşlar, ohaa bunlar bu okulda bu adam gibi yürüyüp konuşmayı öğreniyorlarmış diye gaza gelip king ben olucam hayır ben olucam, elvise en çok benzeyen benim diye garip ama iyi niyetli bir çete kurmuşlar. bu nasıl bir hayal gücü. düşünün şimdi yıl 2270, adamın biri yıkık bir binada tekleyen bir antika bilgisayara rastlıyor, activate terminal dediği zaman karşısına vampircik çıkıyor, sonrasını hayal gücünüze bırakıyorum.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
